Hazırlayan: Prof. Dr. Sami Hizmetli, Doç. Dr. Ece Kaptanoğlu
Osteoporoz nedir?
Osteoporoz kemik kütlesinde azalma ve kemik yapısının zayıflaması sonucunda, kemik kırılganlığında ve kırık ihtimalinde artış kendini gösteren bir iskelet hastalığıdır.
Osteoporozu anlatmak için sıklıkla kullandığımız "kemik erimesi" terimi aslında korkulduğunun aksine kemiklerin eriyip, akıp gitmesini değil, kemiklerin yoğunluğunun azalmasını ifade etmektedir. Üstteki resimde normal bir kemik dokusu görülmektedir. Alttaki resimde ise osteoporoz olan, dolgu maddesi azalmış, gözenekleri büyümüş daha güçsüz ve kolay kırılabilir bir kemik dokusu görülmektedir.
Osteoporozun belirtileri nelerdir?
Osteoporoz aslında sinsi bir hastalıktır ve kırık oluşana kadar belirti vermeyebilir.
Ancak en sık görülen yakınmalardan biri sırt ağrısıdır, bu osteoporozun sırt omurlarında yol açtığı küçük kırıklar yüzündendir. Bu kırıkların sayısının artışı ile de omurlarda çökme meydana gelir, hastanın sırtında kamburluk oluşur ve boy kısalır. Sırtta kamburluğun artması ile beraber göğüs ve karın boşluğunda daralma olur. Karın öne doğru çıkabilir ve hasta kilo aldığını zannedebilir. Ağır aktivitelerde nefes darlığı ortaya çıkabilir. Osteoporozda omur kemiklerinin yanı sıra, kalça ve önkolda da kırık görülme olasılığı yüksektir.
Osteoporoz riski kimlerde yüksektir?
Akrabalarında osteoporoz olan, zayıf, açık renk tene sahip olan, hareketsiz yaşam süren ve erken menopoza giren kişilerde osteoporoz daha sıktır. Osteoporoz gelişmesi açısından diğer risk faktörleri; düşük kalsiyum alımı, sigara, aşırı alkol ve kafein tüketimi, kortizon ve tiroid hormonları gibi bazı ilaçların kullanılmasıdır.
Osteoporoz nasıl teşhis edilir?
Osteoporoz tanısı için kemik yoğunluğunun ölçülmesi gereklidir. Bunun için farklı yöntemler olmakla beraber günümüzde en sık güvenilen ve başvurulan ölçüm yöntemi DEXA'dır. DEXA ölçümü ağrı verici ya da rahatsızlık uyandıran bir yöntem değildir ve hasta ciddi bir radyasyona maruz kalmaz. Bel omurları, kalça ve el bileğinden ölçüm yapılır.
Osteoporoz özellikle erken dönemlerde hiçbir belirti vermeden de mevcut olabilir. Dolayısı ile osteoporoz gelişme riski yüksek olan kişilerin, menopoza girmiş hanımların ve 50 yaşının üzerindeki beylerin herhangi bir şikayeti olmasa da hekime başvurmalarında fayda vardır.
Osteoporozdan korunmak için ne yapmalıyız?
Çocukluktan başlamak üzere kalsiyumdan zengin bir diyet, yeterli vitamin tüketimi, günlük yaşamda omurganın korunması, düzenli egzersiz yapılması ve güneş banyosu önemli oranda korunma sağlar.
Ayrıca sigara, alkol, kafein, şeker, tuz ve aşırı protein alımı azaltılmalı, ideal vücut ağırlığı korunmalı ve osteoporoza yol açan ilaçlardan uzak durulmalıdır.
Osteoporozun tedavisi nasıl yapılır?
1. Hasta eğitimi yapılmalıdır.
2. Osteoporozda ağrılı dönemde ağrı kesiciler kullanılabilir. Kemik yıkımını azaltan ve yapımını arttıran ilaçlar da kullanılmaktadır. Kalsiyum ve D vitamini bu ilaçlar içinde en yaygın kullanılanlarıdır.
3. Ağrılı dönemde yatak istirahatı uygundur.
4. Fizik tedavi ağrı giderici özelliğinden dolayı yapılır.
5. Duruş eğitimi ve güçlendirici egzersizler (öne eğilerek yapılan egzersizlerden kaçınmak gereklidir) hayati öneme sahiptir. Yürüyüşler, ağırlık çalışmaları, aerobik egzersizler, tenis, merdiven çıkma gibi aktiviteler osteoporoz için çok iyidir.
6. Korse kullanımı önerilebilir.
7. Ayrıca osteoporoz gelişmiş olan hastalarda kırıkların önlenmesi için uyku verecek ilaçların kullanımından uzak durulmalıdır. Görme kusuru varsa bunun tedavisi ve iyi bir aydınlatma gereklidir. Yerde, ayağın takılmasına ya da kaymasına yol açacak kilim, çocuk oyuncağı gibi şeyler bulunmamalıdır. Merdivenlere, koridorlara tutunmak için trabzanlar yapılabilir.